Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın ikinci çeyreğine (nisan-haziran dönemi) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, GSYH 2025 yılı ikinci çeyrek ilk tahmini zincirlenmiş hacim endeksi olarak geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,8 arttı. Böylece Türkiye ekonomisi büyüme trendini 20 çeyreğe taşımış oldu.
Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 43,7 artarak 14 trilyon 578 milyar 556 milyon liraya çıktı. GSYH’nin ikinci çeyrek değeri, cari fiyatlarla ABD doları bazında 377 milyar 622 milyon olarak gerçekleşti.
GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, yılın ikinci çeyreğinde geçen yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak inşaat sektörü toplam katma değeri yüzde 10,9, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 7,1, sanayi sektörü yüzde 6,1, ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 5,6, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 5,4, ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar yüzde 3, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 2,6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,6 ve diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2,1 artarken tarım sektörü yüzde 3,5, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri ise yüzde 1,2 azaldı.
AA Finans Büyüme Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, bu yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda Türkiye ekonomisinin yüzde 3,87 büyümesini öngörmüştü.
Böylece Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde beklentilerin üzerinde büyüme kaydetti.
Öte yandan TÜİK geçmiş çeyreklere ilişkin büyüme verilerinde revizyona gitti.
Türkiye ekonomisinin 2021’den bu yana büyüme hızı, yıllar ve çeyrekler itibarıyla şöyle:
Buna göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,6 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, ikinci çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,6 artış gösterdi.
Yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 5,1 yükseldi. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,2 azalırken, gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 8,8 artış kaydetti.
Mal ve hizmet ihracatı, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1,7, ithalatı yüzde 8,8 arttı.
İş gücü ödemelerinde yüzde 42 artış
İş gücü ödemeleri söz konusu dönemde yüzde 42, net işletme artığı/karma gelir yüzde 46,3 artış gösterdi.
İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 38,8 iken bu oran bu yılın aynı döneminde yüzde 38,4 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı da yüzde 39,5 iken ikinci çeyrekte yüzde 40,2 olarak belirlendi.
Tablolar
Sektörler
TÜİK verilerine göre, GSYH iktisadi faaliyet kollarına göre zincirlenmiş hacim endeksi değişim oranı (yüzde) şöyle:
Şimşek: Önümüzdeki dönemde büyümenin kademeli olarak potansiyel seviyesine ulaşmasını öngörüyoruz
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, önümüzdeki dönemde finansal koşulların daha elverişli hale gelmesi ve küresel ticarette belirsizliklerin azalmasıyla büyümenin kademeli olarak potansiyel seviyesine ulaşmasını öngördüklerini söyledi.
Şimşek yaptığı açıklamada, “Bugün TÜİK tarafından açıklanan büyüme verileriyle birlikte milli getir serilerinde “Uyumlaştırılmış Avrupa Revizyon Politikası” çerçevesinde revizyon yapıldı. Veri kaynaklarının iyileştirilmesi, hesaplama yöntemlerinin güncellenmesi ve kapsam değişiklikleri kaynaklı yapılan bu revizyon serilerde köklü bir değişikliğe yol açmadı.” dedi.
Şimşek şu bilgileri verdi:
“Türkiye ekonomisi, 2025 yılının ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 4,8. mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış çeyrektik yüzde 1,6 büyüdü. Böylece ilk yarıda yıllık büyüme yüzde 3,6 oldu. Milli gelirimiz yıllıklandırılmış 1.5 trilyon dolara yaklaştı.
İkinci çeyrekte takvim ve düşük baz etkilerinin de katkısıyla yıllık büyümedeki artışla birlikte dezenflasyonun sürmesi uyguladığımız programın başarısını net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Üretim tarafında, zirai dona bağlı olarak daralan tarım dışında tüm sektörlerde katma değer arttı. İmalat sanayimiz, son 12 çeyreğin en yüksek performansını sergiledi. Bu dönemde yüksek teknolojili üretimdeki yıllık yüzde 40’lık güçlü büyüme nitelik açısından da önemli bir gelişmedir.
Tüketim ile yatırımın dengeli seyri devam etti. İhracat küresel zorluklara rağmen ikinci çeyrekte artarken öne çekilen ithalat talebi ve üretimdeki güçlü artışın etkisiyle net dış talebin büyümeye katkısı negatif gerçekleşti. Bununla birlikte cari açığın milli gelire oranı ikinci çeyrek itibarıyla yıllık yüzde 1.3 ile sürdürülebilir seviyelerde kalmaya devam etti.
Önümüzdeki dönemde finansal koşulların daha elverişli hale gelmesi ve küresel ticarette belirsizliklerin azalmasıyla büyümenin kademeli olarak potansiyel seviyesine ulaşmasını öngörüyoruz.
2026-28 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programımızı çok yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Güçlü politika eşgüdümüyle fiyat istikrarı ve sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayarak vatandaşlarımızın refahını daha da artırmak için programımızı kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz.”