ABD Başkanı Donald Trump söz konusu ekonomi politikaları olduğunda kendine düşman yaratma konusunda kusursuz bir yeteneğe sahip. Ancak söz konusu düşman ABD Merkez Bankası (FED) başkanı ve faiz politikaları olduğunda durum daha da çetrefilli bir hal alıyor.
MarketWatch’un haberine göre Trump’ın FED Başkanı Jerome Powell’a yönelik saldırıları esasen politika faizlerinin indirilmesi taleplerini yansıtıyor. Ancak neredeyse hakarete varan açıklamalar Powell ve diğer FED yöneticilerinin yarınki toplantıda politika faizlerini düşürmesini neredeyse imkansız hale getirmiş olabilir.
FED’in olası bir faiz indirimi ABD Merkez Bankası’nın Beyaz Saray’dan gelen baskılara boyun eğdiği şeklinde yorumlanabilir. Bu da FED’in itibarına ve ABD hazine tahvillerine olan güvene zarar verecektir. Nitekim birkaç hafta önce Trump’ın “Powell’ı görevden alabilirim” yönündeki açıklamaları, tahvil piyasasında ciddi bir düşüşe neden olmuştu.
Şu aşamada, finansal piyasalar FED’in sadece bu haftaki toplantıda değil, muhtemelen gelecek ayki toplantıda da politika faizlerini sabit tutmasını bekliyor. Bir faiz indiriminin temmuzdan önce gelmesi beklenmiyor ve o da yalnızca çeyrek puanlık bir adım olabilir.
Eğer bu senaryo gerçekleşirse, yatırımcıların Trump’tan gelecek yeni bir öfke patlamasına hazırlıklı olması gerekiyor. Ancak FED’e yönelik sonraki saldırılar, bir faiz indiriminin zamanlamasını daha da ileriye itebilir. Bu, FED’in inatçılığı yüzünden değil, Powell’ın yatırımcılara FED’in bağımsız olduğunu ve yatırımlarını korumak için görev başında olduğunu göstermek zorunda olmasıyla ilgili.
Aksi halde, gelecekte tahvil yatırımcısı bulmak zorlaşabilir. Sonuçta kimse parasını yakmak için gönüllü olmayacaktır.
İronik bir şekilde, bazı ekonomik veriler Trump’ın lehine gelişiyor gibi görünüyor. Ancak Trump’ın iddia ettiği nedenlerden dolayı değil. Örneğin, enflasyon beklentileri düşüşte. Tahvil piyasasının beş yıllık enflasyon beklentisini yansıtan “break-even” oranı son haftalarda %2,33’e kadar geriledi. Bu oran şubat ayında %2,6’nın üzerindeydi.
Bu düşüşün başlıca nedeni, Trump’ın 2 Nisan’da ilan ettiği “Kurtuluş Günü” gümrük tarifeleriyle baş gösteren ekonomik belirsizlik ve kargaşa ortamı.
Atlanta FED, yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme tahminini yalnızca birkaç gün içinde %2,4’ten %1,1’e düşürdü. Amerikan Tedarik Yönetimi Enstitüsü (ISM) ise ülke ekonomisindeki imalatın nisan ayında üst üste ikinci kez daraldığını açıkladı. Ancak hizmet sektörü büyümeye devam etti.
Buna karşın, yavaşlayan ekonomiyi gösteren bu veriler tahvil piyasasını pek rahatlatmıyor. Trump’ın FED ve faiz konusundaki çıkışları, üstüne bir de ABD Başkanı’nın gelecek yıl Powell’ın yerine yeni başkanı atayacak olması, yatırımcıları tedirgin ediyor. Yabancı ülkelerin de anlaşılabilir nedenlerle, tahvil satışı yapıyor olabileceği düşünülüyor.
10 yıllık ABD Hazine tahvillerinin getirisi %4,33 seviyesinde. Bu da 30 yıllık sabit faizli mortgage oranlarının %6,76’ya yükselmesine yol açıyor. Bu oran geçen yazdan daha yüksek.
Oysa Trump bu oranın ciddi şekilde düşmesini istiyor. Çünkü konut piyasasının yeniden hareketlenmesi buna bağlı. Pek çok ev sahibi, geçmişte %3–4 oranlarıyla aldıkları sabit faizli kredilerini yenileyemeyecekleri için taşınmayı reddediyor.
J.P. Morgan analistlerine göre, konut piyasasındaki düğüm 30 yıllık mortgage faiz oranı %5’e inmeden çözülmeyecek. Bunun gerçekleşmesi içinse tahvil piyasasının FED’in bağımsızlığına yeniden güven duyması gerekiyor. Zira 30 yıllık yeni sabit faizli mortgage’ların en son %5 olduğu dönemde, 10 yıllık tahvil getirisi %2,6 seviyesindeydi.
MW haberine göre eğer Donald Trump gerçekten kendi işini kolaylaştırmak istiyorsa, FED hakkında konuşmayı bırakması gerekiyor.