Microsoft, çalışanlarının dahili e-posta yazışmalarında “Filistin”, “Gazze” ve “soykırım” gibi terimler geçen iletilerin gönderimini geçici olarak engellediğini doğruladı. Şirket, bu kararı iş dışı siyasi mesajların yayılmasını sınırlamak amacıyla aldığını açıkladı.
Microsoft sözcüsü Frank Shaw, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “İşle ilgili olmayan herhangi bir konuda çok sayıda çalışana e-posta göndermek uygun değildir. Siyasi konulara dahil olmak isteyen çalışanlar için özel bir forumumuz var” ifadelerini kullandı.
Çalışanlardan Microsoft’a: Bu sansür değil de nedir?
Ancak bu uygulama, özellikle şirket içindeki “Apartheid için Azure’a Hayır” (NOAA) adlı çalışan grubunun tepkisini çekti. Grup, Microsoft’un bu filtrelemeyle Filistin yanlısı sesleri susturmaya çalıştığını ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini savundu.
NOAA temsilcisi Hossam Nasr, e-postalarda “İsrail” kelimesinin hala kullanılabildiğini, ancak “Palestine” kelimesi yerine “P4lestine” gibi alternatif yazımların kullanılmak zorunda kalındığını belirterek, bu durumun Filistinli çalışanlara karşı ayrımcılık anlamına geldiğini iddia etti.
Protestolar sonrası filtre kararı mı geldi?
Bu sansür politikası, Microsoft’un İsrail ordusuna sunduğu yapay zeka ve bulut hizmetlerine karşı çalışanların başlattığı protesto hareketlerinin hemen ardından geldi. Şirketin 50. yıl dönümü ve Build geliştirici konferansı sırasında bazı çalışanlar, CEO Satya Nadella’nın konuşmalarını keserek şirketin İsrail ile olan iş birliklerini kamuoyuna taşımıştı.
Protestolara katılan bazı çalışanların işten çıkarıldığı da bildirildi.
Şirket iş birliklerini savundu, çalışanlar etik sorumluluğa işaret etti
Microsoft, İsrail ile yaptığı iş birliklerinin Gazze’deki sivil kayıplarla doğrudan bağlantısı olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığını savundu. Ancak çalışanlar ve insan hakları kuruluşları, teknoloji devinin sağladığı altyapı ve yapay zeka hizmetleriyle çatışmalarda dolaylı bir rol üstlendiğini, bunun da ciddi etik sorumluluklar doğurduğunu ifade etti.
Teknoloji devleri ifade özgürlüğü ve etik sınavında
Yaşananlar, teknoloji şirketlerinin içerik denetimi, ifade özgürlüğü ve etik sorumluluklar konularında daha şeffaf ve katılımcı politikalar geliştirmeleri gerektiği yönündeki çağrıları yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, özellikle çok uluslu teknoloji devlerinin çalışanlarının sesi olabilme potansiyelini baskı altına almadan yönetmesi gerektiğini vurguluyor.
KAYNAK: Teknolojinin Gündemi