Küresel hisse senedi piyasaları, rekor seviyelere ulaştı. Artan hisse değerlemeleriyle birlikte yatırımcılar arasında yeni “akıl tutulması” tartışmasını gündeme geldi. MarketWatch yazarı Brett Arends’e göre, yatırımcıların büyük bölümü artık kendi kararlarını vermiyor. Borsa yazarı piyasalarda “kalabalığın aklı” tabirinin geçmişte kaldığını belirtiyor. Yatırımcılar karar yetkisini körü körüne endekslere yatırım yapan algoritmalara bırakmış durumda.
Pasif fonların egemenliği
Arends, St. James Investment tarafından yayımlanan bir rapora atıfta bulunarak, artık piyasanın büyük kısmının “pasif” yatırımcılar tarafından yönetildiğini aktarıyor. Morningstar ve yatırım araştırmaları firması Research Affiliates verilerine göre, pasif yatırım fonlarının (örneğin endeks fonlarının) yönettiği varlık miktarı, aktif yatırımcıların yönettiği toplam miktarı geçti. Bu kırılma noktası 2024 yılı şubat ayında gerçekleşti.
Borsa yazarına göre bu durum, yatırım kararlarının giderek daha az insan muhakemesine dayandığı anlamına geliyor. Arends, “Pasif yatırım, artık sermaye dağılımına hâkim durumda” ifadesine yer veren St. James raporundan önemli bir noktaya da dikkat çekiyor. Rapora göre birçok akademisyen, büyük kurumsal yatırımcılar arasında da gizliden gizliye endeksleri takip edenler olduğunu görebiliyor. Dolayısıyla pasif yatırımın gerçek payı rakamlarda görünenlerden de çok daha yüksek.
Körü körüne ilerleyen borsa
Arends, “Eğer rakamlar mantık sınırlarını zorluyor olmasaydı bu denli kör bir piyasa da sorun yaratmazdı” diyor. Ancak borsa yazarı, mevcut göstergelerin tam tersi bir tabloyu işaret ettiğinin de altını çiziyor.
ABD’nin en geniş hisse senedi endeksi olan S&P 500, şu anda hisse başına kazancın 26 katından işlem görüyor. Nobel ödüllü ekonomist Robert Shiller tarafından geliştirilen ve 10 yıllık ortalama bilançolara göre ayarlanan CAPE oranı ise 40 seviyesinde bulunuyor. Bu oran, milenyumun başındaki teknoloji balonunda görülen zirveye oldukça yakın.
Ünlü yatırımcı Howard Marks da konuyla ilgili son açıklamasında geçmiş 40 yılda benzer seviyelere ulaşan hisse değerlemelerinin daha sonraki 10 yıllık getirilerinde genellikle hayal kırıklığı yarattığını hatırlattı. Ayrıca Advisor Perspectives analisti Jennifer Nash, ABD borsasının toplam piyasa değerinin ABD’nin GSYİH’sına oranının yüzde 216’sına ulaştığını belirtti. Bu oran, efsane yatırımcı Warren Buffett’ın “piyasanın pahalı olup olmadığını anlamak için en iyi gösterge” olarak tanımladığı seviyeyi rekor düzeyde aşıyor.
Yapay zekâ hisselerinde balon mu var?
Arends’e göre mevcut aşırı değerlemelerin önemli bir bölümü yapay zekâ hisselerine olan ilgiden kaynaklanıyor. Nvidia, şu anda 4,7 trilyon dolarlık piyasa değeriyle tüm Russell 2000 Endeksi’ndeki küçük ölçekli 2.000 şirketin toplamından daha büyük.
Borsa yazarı, “Yapay zekâ endüstrisini küçümsemek gerekmez. Ancak bu alandaki yatırım çılgınlığının sürdürülebilir olup olmadığı sorgulanmalı” diyor. MIT tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bugüne kadar endüstrideki yapay zekâ yatırımlarının yüzde 95’i anlamlı bir getiri sağlamadı. Ancak araştırma, teknolojinin verimlilik üzerindeki etkisinin uzun vadede kârlılığı artırabileceğine de dikkat çekiyor.
Gerçekçilik testi: Rakamlar ne diyor?
St. James Investment Co.’nun hesaplamalarına göre, yalnızca yapay zekâ çipleri ve donanımına yapılan yatırımların maliyetini karşılaması için, 2028 yılına kadar yılda 500 milyar doların üzerinde net nakit akışı yaratılması gerekiyor. Şirketin analizine göre, veri merkezi işletmelerinin bu yatırımları haklı çıkarabilmesi için gelirlerinin 2,5 trilyon dolara, müşterilerinse toplamda 3,1 trilyon dolar harcama yapmasına ihtiyaç var. Bu tutar, ABD ekonomisinin yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor.
St. James, bu tahminin büyüklüğünü şu örnekle açıklıyor:
“Netflix 2024’te 39 milyar dolar, Microsoft Office 365 ise 95 milyar dolar gelir elde etti. Yapay zekâ sektörünün dört yıl içinde 3 trilyon dolara ulaşması oldukça iddialı bir hedef.”
“Kalabalıkların aklına’ körü körüne güvenmek ne kadar doğru?
Arends, yatırımcıları tarihten ders almaya çağırıyor. 1999’da internetin geleceği gerçekten de doğru tahmin edilmişti. Ancak 2000 yılında yapılan yatırımlar uzun süre zarar ettirmişti. Nasdaq-100 Endeksi’ne 2000 başında yatırım yapanlar, üç yıl içinde paralarının yaklaşık dörtte üçünü kaybetti. Enflasyon etkisiyle, yatırımların reel olarak pozitife dönmesi 2016’yı buldu.
Yazar, bugünün yapay zekâ odaklı piyasa coşkusunun da benzer bir “balon” olabileceğini belirtiyor. Arends yazısını şu çarpıcı cümleyle bitiriyor:
“Herkes aynı hisselere, aynı yüksek fiyatlardan yatırım yapıyor. Ve herkesin aynı anda haklı olma ihtimali pek yok.”