Dünya çapında 70’ten fazla ülke uluslararası ticarette ABD Doları’ndan aktif olarak uzaklaşıyor. Bu eğilim, özellikle yerel para birimi anlaşmalarını uygulayan ve ayrıca alternatif ödeme sistemleri geliştiren ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) ülkelerini içeriyor.
Yetkililer Fed’e olan bağımlılıklarını sorguladıkça Avrupa’da da dolarsızlaştırma çabalarının benzeri görülmemiş seviyelere ulaştığı görülüyor.
ABD dolarının hakimiyetine karşı en büyük meydan okuma
Watcherguru’dan Loredana Harsana’nın haberine göre, BRICS ülkeleri de ABD Doları’nı terk etmek için çalışıyor ve birliğe üye ülkeler, ticari ilişkilerinde giderek dolardan vazgeçiyor. Tüm bunlar, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Amerikan para hakimiyetine yönelik en ciddi meydan okumayı temsil ediyor.
ASEAN, yuan tabanlı acil durum fonuyla tarihi bir adım atmış durumda. Asya’nın en büyük ekonomileri, ilk kez ABD Doları yerine Çin Yuanı da dahil olmak üzere bölgesel para birimlerini kullanacak çığır açıcı bir hızlı finansman mekanizmasını onayladı. İtalya’nın Milano kentinde yapılan bir toplantıda alınan bu karar, dolar bağımlılığını azaltmak isteyen ülkeler için büyük bir atılım olarak görülüyor.
Standard Chartered Bank’ta baş Çin ekonomisti olarak görev yapan Ding Shuang şunları söylüyor: “Yuan’ın CMIM sistemine dahil edilmesi, para biriminin küresel sahnede giderek daha fazla kabul gördüğünü yansıtıyor ve uluslararasılaşmasında ileriye doğru atılmış bir adım.” CMIM sistemi, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) 10 üyesi, Çin Halk Cumhuriyeti (Hong Kong dahil), Japonya ve Güney Kore arasında çok taraflı bir para takası düzenlemesini ifade ediyor.
Çin Merkez Bankası Başkanı Pan Gongsheng de bu hareketi, “Bölgedeki uluslararası para sistemini çeşitlendirmede bir atılım” şeklinde tanımlıyor.
Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde yerel para birimi kullanımı yüzde 85’e ulaştı
Bağımsız Devletler Topluluğu, bugüne kadarki en başarılı bölgesel dolarsızlaşma girişimini başarıyla uyguladı. Ülkeler, sınır ötesi işlemlerinin etkileyici bir şekilde yüzde 85‘ini ABD Doları yerine yerel para birimleri kullanarak gerçekleştiriyor.
Bu başarı, ülkelerin para politikalarını etkili bir şekilde koordine ettiklerinde nasıl birlikte çalışabileceklerini gösteriyor.
Avrupalı yetkililer dolar bağımlılığını sorguluyor
Belki de en şaşırtıcı olanı, dolarsızlaşma duygusunun artık Avrupa kıyılarına da ulaşmış olması. Avrupa Merkez Bankası yetkilileri, piyasa stresi sırasında dolar fonlaması için ABD Federal Rezervi’ne güvenmeye devam edip edemeyeceğini sorguluyor.
Rabobank’ta FX Stratejisi başkanı olan Jane Foley, “Trump’ın ticaret ve dış politikaları, Avrupa’yı ABD’ye olan bağımlılığı azaltma yoluna zorladı ve bu muhtemelen dolara olan bağımlılığı azaltma arzusunu da ima ediyor” diyor ve bir ironiye işaret ediyor: “Trump, dolarizasyonu azaltmaya çalışan ülkeleri ekstra tarifelerle tehdit etti. İronik olarak bu izolasyonist politikalar, dolarsızlaşma eğilimini yönlendirebilir.”
BRICS ittifakı küresel harekete önderlik ediyor
BRICS ittifakı, son yıllarda dolar hegemonyasına karşı en organize meydan okumayı yaratmış durumda. İran ve Rusya ise ikili ticaretlerinde dolar kullanımını tamamen ortadan kaldırdı.
İran Merkez Bankası Başkanı Mohammad Reza Farzin, ilerlemeleri konusunda oldukça net açıklamalar yapıyor: “Biz Rusya ile bir para birimi anlaşması imzaladık ve ABD Doları’nı tamamen kaldırdık. Şimdi sadece ruble ve riyal ile ticaret yapıyoruz.”
Çin ise toplam küresel işlem hacminin yüzde 47‘sini oluşturan yuan kullanımını teşvik etmede özellikle agresif davranıyor. Brezilya artık Çin ile yuan ve real üzerinden ticaret yapıyor ve yuan takas bankaları açıyor.
Afrika ülkelerinden cesaretli politikalar
Afrika ülkeleri de parasal egemenliğe doğru kararlı adımlar atıyor. Tanzanya tüm yerel işlemlerde yabancı para birimlerinin kullanımını resmen yasakladı ve Kenya ve diğer Doğu Afrika Topluluğu (EAC) ülkeleri için uygun ortam hazırladı.
Nijerya BRICS’e ortak ülke olarak katıldı ve ikili ticaret anlaşmalarında yerel para birimlerini kullanmaya istekli olduğunu belirtti. Gana ise petrol ithalatını artık altınla ödüyor.
Piyasalara etkileri ve ABD Doları’nın geleceği
Finans analistleri, bu dolarsızlaştırma çabalarının ABD ekonomisi için ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor. Bu endişelere ek olarak, Moody’s’in ABD kredi borç notunu düşürmesi, ABD varlıklarının güvenli limanlar olduğuna olan inancı da daha da zayıflatmış durumda.
Deutsche Bank yakın tarihli bir analizinde şunları kaydediyor: “Sermaye akışı tahsislerindeki büyük değişimlerin döviz hareketlerini düzensiz hale gelme riski bulunuyor.”
Goldman Sachs analisti Jan Hatzius ise şunları söylüyor: “Ticaret ağırlıklı geniş bir temelde dolarda son zamanlardaki yüzde 5’lik değer kaybının daha da ilerlemesi gerektiğine inanıyorum.”
Durum, iç faktörler tarafından da karmaşık hale getiriliyor. Tarafsız analistlere göre, Trump’ın vergi tasarısı ülkenin borcuna 3 ila 5 trilyon dolar ekleyecek. Bu şişen mali borç, ticaret sürtüşmeleri ve zayıflayan güvenle birleşince, ABD piyasalarını ağır bir şekilde etkileme potansiyeli taşıyor.
Şimdilik bu eğilimin yavaşlama belirtisi göstermediği, söz konusu birlik ve ittifaklarla 70’in üzerinde ülkenin dolarsızlaşma sürecine dahil olduğu ve hatta daha fazla ülkenin de mevcut girişimlere katılmasıyla hızlandığı bir süreç yaşanıyor.