Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) görev yapan dünyaca ünlü ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye Ekonomi Kurumu Bahar Konferansı’na katılarak önemli değerlendirmelerde bulundu.
Konferansa çevrim içi katılan Acemoğlu, “Otokratik Yönetim Altında Yanlış Algılar ve Demokrasi Talebi” başlıklı sunumunda, demokrasi ile ekonomik büyüme arasındaki güçlü pozitif ilişkiye dikkat çekti. Acemoğlu, 60 yılı aşkın veriye dayanan araştırmaların, demokratikleşen ülkelerde kişi başına düşen gelirin anlamlı ölçüde arttığını gösterdiğini belirtti.
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre Acemoğlu, “Bir ülke demokrasiye geçtiğinde, diğer otoriter rejimlere kıyasla daha hızlı büyüyor. Bu yaklaşık 7–8 yıl sürüyor, ardından 13 yıl kadar süren güçlü bir büyüme patlaması yaşanıyor. Bu sürecin sonunda ise o ülke yaklaşık yüzde 15 ile yüzde 20 daha zengin hale geliyor” dedi. Sunumunda, demokrasiye sırt çeviren ülkelerde kişi başına düşen gayrisafiyurtiçi hasılanın (GSYH) yaklaşık yüzde 20 oranında azaldığını vurgulayan Acemoğlu, Türkiye’nin demokrasi skorundaki düşüşe de dikkat çekerek, “Türkiye bu konu için ilginç bir vaka çünkü V-Dem’e göre demokrasi skorunda en büyük düşüşlerden birini yaşadı. Türkiye’de hâlâ seçimler ve parlamenter yapı bulunsa da, medya bağımsızlığının ve muhalefet imkanlarının zayıflamasıyla demokratik kalite ciddi ölçüde zarar gördü” diye konuştu.
Türkiye dış finansmana ihtiyaç duyan ülkeler arasında
ColumbIa Üniversitesi Sürdürülebilirlik Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs ise, uluslararası sermaye akışlarındaki dengesizliklerin altını çizdi. Düşük gelirli ülkelerin dış sermayeye erişme derecelerinin düşüklüğüne dikkat çeken Sachs, bu ülkelerin çoğunluğunun yatırım yapılabilir kredi notuna sahip olmadığını belirterek kredi derecelendirme kuruluşlarını eleştirdi. Uluslararası sermaye piyasalarının hâlâ ABD doları merkezli olduğunu belirten Sachs, Türkiye’nin dış finansmana ihtiyaç duyan ülkeler arasında yer aldığını vurgulayarak, daha adil ve etkili bir uluslararası son borç verme mekanizmasının inşa edilmesi gerektiğini belirtti.
‘Yanlış pozisyon almak büyük fatura doğurur’
Küresel ekonomideki gelişmeleri değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat ise “Mevcut hegemonun yeni sistem kurma çabası Çin’i izole etmeye yönelik. Çin sadece ekonomik bir rakip değil. Birkaç yıl içinde Amerika’ya kıyasla çok daha kuvvetli bir orduya sahip olabilir. Dünya ekonomisi bir tür dehşet dengesi üzerinde oturuyor” dedi. Geleceği yanlış tahmin edip yanlış yerde kalanların daha ağır bedel ödeyeceğini söyleyen Akat, “Türkiye için yanlış pozisyon almak büyük fatura doğurur. Gerçekçi tahmin yapmak şart. Almanya’nın yanında savaşa girmek bir ara mantıklı görünüyordu ama vahim bir hataydı. Bugün de benzer tehlike var” dedi.