Avrupa borsalarına yönelik yatırımcı güveni tarihi seviyelere ulaştı. Bank of America’nın yayımladığı son Avrupa Fon Yöneticileri Anketi, büyüme görünümü ve şirket kârlılıklarına dair beklentilerin Temmuz 2021’den bu yana en güçlü noktaya çıktığını gösterdi. Nakit oranları ile hisse senedi ağırlıkları dikkate alınarak oluşturulan genel duyarlılık endeksi 7,4 seviyesine yükselerek son dört yılın en yüksek değerine ulaştı.
Yükseliş beklentileri rekor kırıyor
Ankete katılan fon yöneticilerinin büyük bölümü piyasalarda yukarı yönlü hareketin süreceği görüşünde. Katılımcıların net yüzde 81’i Avrupa hisse senetlerinde kısa vadede kazanç öngörürken, net yüzde 92’si önümüzdeki 12 ayda yükseliş trendinin devam edeceğini düşünüyor. Bu oranlar, anket geçmişindeki en yüksek seviyeler olarak öne çıkıyor.
Kârlılık ön planda, para politikası geri planda
Yatırımcılar, beklenen yükselişin ana kaynağı olarak merkez bankası politikalarından çok şirket kazançlarını işaret ediyor. Katılımcıların yüzde 86’sı, hisse fiyatlarını yukarı taşıyacak temel etkenin kâr beklentilerindeki artış olacağına inanıyor. Faiz indirimleri, iskonto oranlarındaki düşüş ya da risk primlerindeki gerilemenin belirleyici olacağını düşünenlerin oranı ise sınırlı kalıyor.
Değerleme algısı ve risk iştahı güçleniyor
Anket sonuçları, Avrupa hisselerine yönelik değerleme algısında da belirgin bir toparlanmaya işaret ediyor. Yatırımcıların net yüzde 32’si hisse senetlerini hâlâ cazip fiyatlı bulurken, bu oran son beş yılın en yüksek seviyelerine yakın seyrediyor. Öte yandan güçlü pozisyonlanma dikkat çekiyor; Avrupa fon yöneticilerinin ortalama nakit oranı yüzde 2,8’e gerileyerek son 12 yılın en düşük düzeyine indi ve artan risk iştahını ortaya koydu.
Büyüme beklentilerindeki iyileşme de iyimserliği destekleyen unsurlar arasında yer alıyor. Katılımcıların net yüzde 78’i önümüzdeki 12 ayda Avrupa ekonomisinde daha güçlü bir büyüme öngörüyor. Bu beklentide özellikle Almanya’da gündeme gelebilecek mali teşvik adımlarına dair umutların etkili olduğu belirtilirken, Bank of America stratejistleri yatırımcı bakış açısının giderek daha fazla temel göstergelere dayalı bir iyimserliğe dönüştüğünü vurguluyor.

