İş dünyası temsilcileri yeni asgari ücretle ilgili, Gelir Vergisi dilimlerinin son yıllardaki kayıpları giderecek şekilde güncellenmesi gerektiğini belirterek, brüt ücretle net gelir arasında açılan makasın, makul seviyelere gerileyeceğini ve yıllık toplam net ücrette artış sağlanacağını vurguladılar.
Yeni yılda brüt 33 bin 30 lira, net 28 bin 75 lira 50 kuruş olarak belirlenen asgari ücretin işverene aylık maliyeti 40 bin 874 lira 63 kuruş oldu. Brüt 33 bin 30 lira olan asgari ücretin, 28 bin 75 lira 50 kuruşunu net asgari ücret, 4 bin 624 lira 20 kuruşunu SGK primi ve 330 lira 30 kuruşunu işsizlik sigortası primi oluşturdu. Brüt asgari ücrete, 7 bin 184 lira 3 kuruş SGK primi (işveren payı) ile 660 lira 60 kuruş işveren işsizlik sigorta primi kalemleri de eklenince yeni asgari ücretin bir işçi için işverene aylık maliyeti 40 bin 874 lira 63 kuruş oldu.
Yeni asgari ücret rakamıyla devletin her bir asgari ücretli için işverenlere verdiği asgari ücret desteği de 1000 liradan 1270 liraya çıkarıldı. Öte yandan, yeni asgari ücretle işsizlik ödeneğinden Genel Sağlık Sigortası (GSS) primine, kıdem tazminatından staj ücretine kadar birçok kalemde 1 Ocak 2026 itibarıyla değişiklik yaşanacak. İş dünyası temsilcileri yaptıkları açıklamalarla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından kamuoyuyla paylaşılan yeni asgari ücreti değerlendirdi.
İTO BAŞKANI ŞEKİB AVDAGİÇ: ÇALIŞANLARI VE İŞVERENLERİ RAHATLATACAK MEKANİZMALAR DEVREYE ALINMALI
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, özellikle gelir vergisi dilimlerinin son yıllardaki kayıpları giderecek şekilde güncellenmesi gerektiğini belirterek, böylelikle brüt ücretle net gelir arasında açılan makasın makul seviyelere gerileyeceğini ve yıllık toplam net ücrette artış sağlanacağını aktardı. Avdagiç, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net asgari ücretin 28 bin 75 lira olarak açıklandığını hatırlatarak, “Hayırlı olsun. Bu süreçte çalışanlarımızı ve işverenlerimizi rahatlatacak mekanizmaların devreye alınması, istihdam piyasamızın bütününe destek verecektir” değerlendirmesinde bulundu. Bu dönemde primini düzenli ödeyen işverenin daha fazla teşvik edilmesinin yararlı olacağını ifade eden Avdagiç, “İşveren Sigorta Prim Teşviki’nin 2026 yılı Ocak ayından itibaren 2 puana indirilmesi ve SGK üst limitinin asgari ücretin 9 katına çıkarılması gibi uygulamalar işverene ek maliyetler oluşturacaktır. Bu noktada yeni teşvikler önemlidir. Bu, hem işverenin istihdam kabiliyetinin korunması hem de çalışanın refahının desteklenmesi bakımından değer taşımaktadır” açıklamasını yaptı.
ATO BAŞKANI GÜRSEL BARAN: PRİM DESTEKLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, 2026’da uygulanacak asgari ücrete dair, “Ekonomide uygulanan enflasyonla mücadele politikalarının istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi, fiyat dengelerinin güçlenmesi ve ekonomik istikrarın pekişmesiyle birlikte, çalışanların yaşam standartlarının kalıcı biçimde yükselmesini ve refahın toplumun tüm kesimlerine sürdürülebilir şekilde yansımasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. Baran, şunları kaydetti:
“Ekonomide uygulanan enflasyonla mücadele politikalarının istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi, fiyat dengelerinin güçlenmesi ve ekonomik istikrarın pekişmesiyle birlikte, çalışanların yaşam standartlarının kalıcı biçimde yükselmesini ve refahın toplumun tüm kesimlerine sürdürülebilir şekilde yansımasını temenni ediyorum. Bu süreçte, gelir vergisi dilimleri güncellenerek net ücretlerde artış sağlanması, işverenin yükünün azaltılması için de vergi ve prim desteklerinin güçlendirilmesi çalışanların refahını destekleyen, aynı zamanda üretim süreçlerini güçlü tutan adımlar olacaktır.”
ASO BAŞKANI SEYİT ARDIÇ: ÇALIŞANLARIN ALIM GÜCÜ KALICI BİÇİMDE ARTMALI
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç 2026 yılına ilişkin asgari ücrete dair, “Enflasyonla mücadele politikalarının kararlılıkla uygulanması ve fiyat istikrarının sağlanmasıyla tüm çalışanların alım gücünün kalıcı biçimde artmasını ve refah artışının sürdürülebilir hale gelmesini umuyorum” ifadelerini kullandı. Ardıç, şunları kaydetti:”Enflasyonla mücadele politikalarının kararlılıkla uygulanması ve fiyat istikrarının sağlanmasıyla tüm çalışanların alım gücünün kalıcı biçimde artmasını ve refah artışının sürdürülebilir hale gelmesini umuyorum.”
İZTO YÖNETİM KURULU BAŞKANI MAHMUT ÖZGENER: ENFLASYON KALICI BİÇİMDE DÜŞÜRÜLMELİ
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, ücret artışlarının kalıcı refah artışına dönüşmesinin ancak enflasyonun kalıcı biçimde düşürülmesiyle mümkün olacağını ifade etti. Emeğin yoğun olduğu sektörlerde iş gücü maliyetlerinin, rekabet gücünü ve istihdam kararlarını doğrudan etkileyen en kritik unsurlardan olmaya devam ettiğine işaret eden Özgener, “Ücret artışlarının kalıcı refah artışına dönüşmesinin tek yolu, enflasyonun kalıcı biçimde düşürülmesidir. Aksi halde yapılan artışların kısa sürede eridiğini, hem çalışanlar hem de işverenler açısından belirsizlik ürettiğini görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Özgener, “2026 yılında da enflasyonla mücadelenin ekonomi politikalarının merkezinde yer almaya devam etmesinin, fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte öngörülebilirliğin, yatırım ortamının ve istihdamın güçlenmesi açısından kritik önem taşıdığı kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.
ASKON GENEL BAŞKANI ORHAN AYDIN: EKONOMİMİZİN SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEKİLDE BÜYÜDÜĞÜ BİR DENGEYİ ÖNEMSİYORUZ
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın da yüzde 27’lik asgari ücret artışıyla, mevcut ekonomik şartlar dahilinde enflasyonla mücadelenin de bir parçası olarak sosyal dengeyi önceleyen bir adım atıldığını bildirdi. Devlet desteğinin enflasyonla mücadeledeki kararlılığın ve mevcut ekonomi yönetiminin sürdürülebilirliğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.
Enflasyonun düşürüldüğü, verimliliğin artırıldığı ve öngörülebilirliğin güçlendiği bir ekonomik zeminde, ücret artışlarının daha sürdürülebilir ve kalıcı sosyal refah üreten bir yapıya kavuşacağına dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti:
“Bu süreçte kayıt dışılığın azaltılması, istihdamın korunması ve artırılması ile işveren üzerindeki maliyet baskılarının dengelenmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle devlet desteğinin artırılması, işverenlerin üzerindeki yükü bir nebze de olsa hafifletirken, üretim ve istihdamın devamlılığı açısından olumlu bir katkı sunmaktadır. Ancak bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için enerji, finansman ve vergi başta olmak üzere üretim maliyetlerini düşürücü ilave adımların da eş zamanlı olarak hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. ASKON olarak çalışanlarımızın emeğinin karşılığını aldığı, işverenlerimizin rekabet gücünü koruyabildiği ve ekonomimizin sürdürülebilir şekilde büyüdüğü bir dengeyi önemsiyoruz.”

