Altının fiyatı küresel piyasalarda pazartesi günü yüzde 3’lük bir düşüş daha kaydetti. Üstelik bu Insider’ın haberine göre bu düşüş bir trendin başlangıcı olabilir. Habere göre, Capital Economics analistleri bu yıl altından elde edilen kazançların önemli bir kısmını silebileceği konusunda uyarıyor.
Capital Economics Baş Piyasa Ekonomisti John Higgins, 2025’teki yükselişin büyük ölçüde “geride kalma korkusu” (FOMO) ile tetiklendiğini ve bu yıl altın fiyatlarını destekleyen faktörlerin artık sınırlı bir yukarı yönlü potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Higgins, altın fiyatının gelecek yıl sonuna kadar ons başına 3.500 dolar seviyesine düşeceğini öngördü. Bu tahmin, mevcut seviyelerden yüzde 12’nin üzerinde bir düşüş anlamına geliyor.
Baş ekonomist, “Altın fiyatındaki son geri çekilmenin tamamen tersine döneceğini sanmıyoruz Satışların hızına bakılırsa fiyat kısa vadede bir miktar toparlanabilir. Ancak nihayetinde daha da düşeceğini düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.
Altın bu yıl halihazırda ciddi bir yükseliş kaydetti. 20 Ekim’deki tarihi zirvesinden yüzde 6 gerileyen değerli metal, yılbaşından bu yana hâlâ dolar bazında yüzde 50 artıda işlem görüyor. Fiyatın ons başına 3.500 dolar seviyesine düşmesi bile, 2025 başına kıyasla yüzde 30’luk bir yükseliş anlamına geliyor.
Merkez bankalarının alımları sınırlı kalabilir
Son yıllarda altın fiyatlarını yukarı çeken unsurlardan biri, merkez bankalarının artan altın talebiydi. Higgins, altının toplam rezervler içindeki payının yüzde 20’yi aştığını belirtti.
Teknik olarak bu oran 1980’lerde daha yüksekti. O yıllarda dünya ekonomisi yüksek enflasyon ve düşük büyüme ile karşı karşıyaydı. Ancak Capital Economics, merkez bankalarının altın rezervlerini artırmaya devam etmelerinin olası görülmediğini belirtiyor.
Higgins “Genel olarak, rezervlerdeki altın payının yeniden bu kadar yüksek seviyelere çıkmasını beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Çin’de talep zayıflıyor
Higgins’e göre Çin borsasındaki güçlü yükseliş, ülkedeki yatırımcılar arasında altının cazibesini azaltabilir. Ayrıca değerli metal zayıf performans göstermeye devam ederse, portföy yöneticileri daha fazla altın alımında tereddüt edebilir.
‘Dolardan kaçış’ teorisi şüpheli
Baş ekonomist, ABD Doları’na dayalı varlıkların değer kaybettiği ve yüksek kamu borcu ile bütçe açıklarının itibari para birimlerini zayıflatacağı endişeleriyle yatırımcıların güvenli limanlara yöneldiği yönündeki “değersizleştirme ticareti” teorisine de değindi. Higgins bu düşüncenin altına olan talebi abartılı şekilde yansıttığını düşündüğünü söyledi.
Ancak son aylarda ABD Doları diğer para birimleri karşısında istikrarlı kalırken, 10 yıllık ABD Hazine tahvilleri de yükseldi. Bu da yatırımcıların tahvillere olan güvenini kaybetmediğini gösteriyor.
Higgins “Sonuç olarak, ‘paranın değeri kaybı’ teorisi altın fiyatlarının ağustos başından ekim ortasına kadar süren yükselişini yanlış yorumluyor gibi görünüyor. Bu yükselişin, aslında bir patlamaya dönüşmesi beklenen bir ralliyi geride kalma korkusuyla beslenmesi olduğu anlaşılıyor” açıklamasında bulundu
Yatırımcılar bu yıl boyunca altına yoğun şekilde yöneldi. Bu eğilim, büyük ölçüde ABD ekonomisine, enflasyona, tarifelere ve artan bütçe açıklarına ilişkin endişelerden kaynaklandı. Son satış dalgası öncesinde altın, 1979’dan bu yana en iyi yıllık performansını sergileme yolundaydı. 1979’da ise enflasyon hızla yükselmişti ve ABD ekonomisi resesyona girmişti.

