Altın fiyatlarını bu yılın ilerleyen dönemlerinde 3.400 dolara ve hatta belki daha da yükseğe itebilecek bazı faktörler yatırımcıların odağında.
Altın piyasası, ABD Başkanı Donald Trump’ın tarife politikalarıyla bağlantılı belirsizlikten faydalanıyor. State Street Global Advisors’ın küresel strateji başkanı Aakash Doshi’ye göre ise bu durum, kıymetli metalin bu yılın ikinci yarısında ons başına 3.400 dolara kadar yükselmesine ve gelecek yıllarda potansiyel olarak daha da yükselmesine katkıda bulunabilecek beş temel faktörden yalnızca biri.
Hedef 3.400 dolar
MarketWatch’tan Myra P. Saefong’un haberine göre, altın fiyatları bu yıl şu ana kadar yaklaşık yüzde 22 oranında arttı. En aktif olan Haziran altın vadeli işlem sözleşmesi Pazartesi günü Comex’te ons başına 3.226.30 dolardan kapandı ve Cuma günü ons başına 3.244.60 dolarlık rekor seviyeden geri çekildi.
Aakash Doshi, altını etkileyen başlıca faktörün ‘küresel ekonomik düzenin, merkantilizm ve korumacılığa doğru yeniden hizalanması sürecinde olması nedeniyle potansiyel olarak yapısal olumlu rüzgarlar’ olduğunu belirtiyor.
Çoğunlukla olumlu rüzgarların olduğu bu arka plana karşı, State Street’in altın için ‘boğa senaryosu’, kıymetli metalin fiyatlarının bu yılın ikinci yarısında 3.400 dolara kadar yükselme olasılığının yüzde 40 olduğunu öngörüyor. Doshi, ayrıca, stagflasyon ve hızlandırılmış dedolarizasyon gibi ‘belirli makroekonomik koşullar altında’ gelecek birkaç yıl içinde altının 4.000 ila 5.000 dolara tırmanma potansiyeli olduğunu söylüyor.
Doshi, ABD ekonomi politikasının ‘hızla evrim geçirmesiyle’ altın piyasasını etkileyen ‘beş belirleyici faktör’ olduğunu belirtiyor.
Belirsizlik primi
Doshi, bu faktörlerin ilkine ‘belirsizlik primi’ adını veriyor ve “Trump yönetiminin 2 Nisan’da önerdiği tarifeler, zaten zayıflayan tüketici güveniyle boğuşan yatırımcılar için önemli bir ekonomik ve makro belirsizlik katmanı yarattı. Fed Mart ayı boyunca devam eden enflasyon riskleri ve varlık-piyasa oynaklığının inişli çıkışlı olması nedeniyle ihtiyatlı bir tutum sergiledi” diyor.
Trump geçen hafta, Çin’e yönelik olanlar hariç olmak üzere tarife artışlarına geçici bir ara verdi. Ancak, Doshi, ekonomi politikasındaki belirsizliğin yüksek kalmaya devam ettiğini ve ABD büyüme istisnacılığının ve kurumsal kazanç görünümlerinin yeniden değerlendirilmesinin, yatırımcıların altına güvenli liman ve portföy üst katmanı koruması olarak talebini desteklemesi gerektiğini söylüyor.
Dedolarizasyon eğilimindeki hızlanma
Doshi ayrıca ‘dedolarizasyon eğiliminin hızlanması’ potansiyeline de işaret ediyor ve “Küresel bir ticaret savaşı, daha az ABD Doları’nı ABD egemen varlıklarına geri dönüştüren ekonomilerden gelen altın varlıklarını destekleyen rezerv çeşitlendirme eğilimlerini hızlandırabilir” diyor.
Doshi, “Daha korumacı ve merkantilist bir dünya düzeninde piyasa algısı muhtemelen daha fazla altın rezervinin yurtiçine çekilmesini destekliyor. Bu, altın yatırımcılarını zamanla en esnek olmayan alıcılarını yani ulusal hükümetlerini daha fazla talep büyümesi yaşayabilecek bir varlık satın alma pozisyonuna geçmeye teşvik ediyor olabilir” diye ekliyor.
Resesyon ve stagflasyon riski
Doshi ayrıca, altına fayda sağlayabilecek bir durgunluk veya stagflasyon gibi ekonomik gerileme risklerine de işaret ediyor. Doshi, özellikle sürekli bir ‘riskten kaçınma’ duygusu dönemine girilmişse, kıymetli metalin finansal piyasa stresi dönemlerinde daha iyi performans gösterme eğiliminde olduğunu ifade ediyor.
Bu arada Doshi, “ABD’de durgunluk olasılığının daha yüksek olması, altın yatırım talebini desteklemelidir” diye belirtiyor ve yavaş büyüme, yüksek enflasyon ve zayıf iş büyümesi ortamının 1970’lerden 1980’lerin başına kadar altın fiyatındaki yükselişin temel itici gücü olduğunu hatırlatarak bu durum 2025/2026’da da gerçekleşirse altının özellikle yükseliş eğiliminde olabileceğini ekliyor.
Volatiliteden korunma
Doshi, altının ayrıca ‘dalgalanma koruması’ olarak da kullanılabileceğini söylüyor. Doshi, altının genellikle portföylere stratejik olarak yerleştirilen ve hisse senedi geri çekilmelerinin etkilerini azaltan daha düşük dalgalı bir varlık olduğunu söylüyor ve altının Mart ve Nisan aylarında portföy koruması sağladığını hatırlatıyor.
Küresel ölçekte portföy dengeleyici rol
Son olarak Doshi, altın fiyatını etkileyen beş ana faktörden sonuncusunun altın fiyatları için daha olumsuz bir karşı rüzgar olabileceğini söylüyor ve bunun değerli metalin ‘nakit toplamak ve portföyleri yeniden dengelemek için küresel olarak likit ve değiştirilebilir bir varlık’ olarak kullanıldığı zaman dilimi olduğuna işaret ediyor.
Doshi, “Yine de, altın bu tasfiye dönemlerinde bir talep seviyesini yakalamaya devam ederse, zamanla ons başına 3.000 doların üzerinde yeni bir temel fiyatın daha fazla doğrulanması mümkün olabilir” diyor.
Altın fiyatları geçen hafta rekor seviyede kapanmadan önce bu ayın başlarında 3.000 doların altında işlem görmüştü. Doshi, “Altın piyasaları yüksek hacimli ortamlarda ara sıra yüzde 5 ila yüzde 7 gibi düşüşlerle karşılaşabiliyor ancak genel olarak fiyat görünümü düşüşten çok yükseliş eğiliminde oluyor ve bu düşüşlerin satın alınması muhtemel” şeklinde konuşuyor.