Bridgewater Associates’in Kurucusu ve Milyarder Yatırımcı Ray Dalio, Moody’s’in ABD’nin kredi notunu düşürmesinin ardından yaptığı açıklamada, kredi derecelendirme kuruluşlarının asıl tehlikeyi göz ardı ettiğini söyledi. Dalio’ya göre, not indirimi ABD Hazinesi’ndeki riski olduğundan daha düşük gösteriyor.
Sosyal medya platformu X üzerinden bir değerlendirme paylaşan Dalio, “Kredi notları borcun ödenmemesi riskini değerlendirir. Ancak daha büyük risk, hükümetlerin borçlarını ödeyebilmek için para basmaya yönelmesi ve bu durumun paranın değer kaybına nedeniyle tahvil sahiplerine kaybettirmesidir” ifadelerini kullandı.
Moody’s, geçtiğimiz cuma günü ABD’nin kredi notunu bir kademe düşürerek Aaa’dan Aa1 seviyesine çekti. Gerekçe olaraksa artan bütçe açığı ve hızla yükselen faiz ödemeleri gösterildi. Bu kararla birlikte Moody’s, ABD’yi en yüksek not seviyesinde değerlendiren son büyük kredi derecelendirme kuruluşu olma statüsünden de vazgeçti.
Dalio, “Paralarının değerini önemseyen yatırımcılar için ABD devlet tahvillerindeki risk, kredi derecelendirme kuruluşlarının gösterdiğinden daha yüksek” dedi.
Bridgewater’ın yönettiği varlıkların büyüklüğü 2024’te %18 azalarak 92 milyar dolara geriledi. Şirketin yönettiği varlıklar 2021 yılında 150 milyar dolarla zirveye ulaşmıştı.
Amerikan ekonomisiyle ilgili endişelerini paylaşan tek isim Dalio değil. JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon da pazartesi günü yaptığı açıklamada, piyasa aktörlerinin ve merkez bankalarının, rekor seviyedeki ABD bütçe açıklarının, gümrük tarifelerinin ve küresel gerilimlerin oluşturduğu riskleri yeterince ciddiye almadığını belirtti.
New York’taki yıllık yatırımcı toplantısında konuşan Dimon, yüksek enflasyon ve hatta stagflasyon risklerinin borsa değerlemelerine yansımadığını ifade etti. Dimon, “Devasa açıklarımız var. Merkez bankaları bana göre fazlasıyla kayıtsız. Herkes onların bu durumu kontrol edebileceğini düşünüyor ama ben aynı fikirde değilim” dedi.
Dimon ayrıca, yatırımcıların kendilerini rahat hissetmesinin nedeni olarak henüz gümrük vergisi tarifelerinin etkisinin doğrudan gözükmemesini gösterdi. Ünlü CEO, “Borsa önce %10 düştü, sonra tekrar %10 yükseldi. Bu, olağanüstü bir kayıtsızlık göstergesi” ifadelerini kullandı.
Dimon’un bu açıklamaları, Moody’s’in ABD’nin borç yüküne ilişkin endişeleri nedeniyle kredi notunu düşürmesinin hemen ardından geldi. Son aylarda piyasalarda, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikalarının enflasyonu artırabileceği ve ABD ekonomisinin büyümesini yavaşlatabileceği yönünde endişeler artmış durumda.
Dimon, Trump’ın politikalarının ilk etkilerinin ardından S&P 500 şirketlerinin kâr tahminlerinin şimdiden düştüğünü ve şirketlerin belirsizlik nedeniyle beklentilerini geri çekmesiyle bu düşüşün devam edeceğini öngördü.
Dalio ve Dimon’un değerlendirmeleri ABD ekonomisinin karşı karşıya olduğu yapısal riskleri ve bu risklerin finansal piyasalarda yeterince dikkate alınmadığını gösteriyor. Artan bütçe açıkları, para politikasına duyulan aşırı güven ve küresel belirsizlikler, hem yatırımcılar hem de politika yapıcılar için ciddi uyarılar içeriyor. Kredi notlarındaki teknik değişimlerin ötesinde, piyasanın bu uyarılara ne ölçüde kulak vereceği ise önümüzdeki dönemde ekonominin seyrini belirleyecek.