Son yılların en sakin yaz dönemlerinden birinin ardından, ABD borsasında “korku endeksi” olarak bilinen VIX yeniden yükselişe geçti. Yatırımcılar, ABD ile Çin arasındaki ticaret geriliminin tırmanabileceği endişesiyle daha temkinli bir pozisyon aldı.
MarketWatch’un haberine göre, Cboe Volatilite Endeksi (VIX) salı günü gün içerisinde 22,76 seviyesine kadar çıkarak 23 Mayıs’tan bu yana en yüksek seviyesini gördü. Kapanışta endeks 20’nin üzerinde kaldı. VIX’in uzun vadeli ortalaması 20’nin biraz altında. Dolayısıyla mevcut seviye genellikle sakin bir piyasa ile paniğe yönelen piyasa arasındaki sınır olarak kabul ediliyor.
VIX, yaklaşık bir ay içinde vadesi dolacak S&P 500 Endeksi opsiyon işlemlerinin hacmi üzerinden hesaplanıyor. Volatilite endeksindeki yükseliş yatırımcıların piyasa düşüşlerine yönelik endişe düzeyini yansıtıyor. Volatilitenin, genellikle borsaların düştüğü sıralarda daha hızlı yükseldiği de biliniyor.
Yaz boyunca sükûnet hakimdi
Yaz boyunca ABD hisse senetleri, neredeyse kesintisiz bir yükselişle sakin bir seyir izledi. Bu durgunluk, S&P 500’ün üç aylık gerçekleşen volatilitesini Ocak 2020’den bu yana en düşük seviyesine indirdi.
Gerçekleşen volatilite, bir endeksin veya varlığın geçmişteki oynaklığını ölçerken, VIX ise gelecekteki beklenen volatiliteyi tahmin eder. Yaz sonuna doğru bu iki gösterge birbirinden ayrışmaya başladı.
Piyasa uzmanlarına göre bu durumun iki olası nedeni var: Bazı yatırımcılar hisse senedi satın almak yerine S&P 500 Endeksi alım opsiyonları vasıtasıyla yükseliş yönlü pozisyon almayı tercih etti. Bazı yatırımcılarsa olası bir düşüş riskine karşı portföylerini korumak için satım opsiyonlarına yöneldi.
Eylül sonunda hem S&P 500 hem de VIX’in beş gün üst üste birlikte yükselmesi, volatilitenin borsalara geri dönebileceğinin ilk sinyalleri niteliğindeydi. Zira Carson Group’tan Ryan Detrick’e göre bu durum en son 1996’da görülmüştü.
Yatırım firması Mott Capital’ın Portföy Yöneticisi Michael Kramer, “Cuma günkü bir düşüş gibi bir kıvılcımın çakılması için zemin hazırdı” diyor.
Little Harbor Advisors’tan Mike Thompson ise “Sadece o kıvılcımı tetikleyecek olaya ihtiyaç vardı” ifadesini kullandı.
Piyasaları sarsan kıvılcım: ABD-Çin gerilimi
Piyasadaki satış dalgası, yatırımcılar tarafından büyük ölçüde ABD-Çin arasındaki ticaret gerilimine bağlandı. ABD Başkanı Donald Trump, cuma günü Çin’in nadir toprak metalleri ihracatına kısıtlama getirmesine misilleme olarak Çin’den ithal edilen tüm ürünlere yüzde 100 gümrük vergisi uygulanabileceğini söyledi.
Salı günü ise Pekin’in, Güney Koreli bir nakliye firmasının ABD iştiraklerine yaptırım uygulaması küresel piyasalarda kısa süreli bir satış dalgasına yol açtı.
Ancak Little Harbor Advisors yöneticileri Matt ve Mike Thompson’a göre yatırımcılar artık bu “tarife dansına” alıştı. Tarafların her seferinde gerilimi tırmandırıp hemen ardından yumuşatması, piyasaların paniğe kapılmasını engelliyor. Asıl riskse, kredi piyasasındaki olası sorunlarda yatıyor.
JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon, bankanın iflas eden bir ikinci el araç kredisi şirketi Tricolor’a verdiği kredi nedeniyle zarar yazmasının ardından kredi piyasasında daha fazla sorun yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Cuma günü ise BlackRock ve diğer kurumsal yatırımcılar, yedek parça üreticisi First Brands Group’un iflası sonrası büyük kayıplar yaşayan Jefferies’in fonu Point Bonita Capital’den paralarını çekti.
Matt Thompson, “Yeni bir sarsıntının daha gelip gelmeyeceğini yakından izliyoruz” dedi.