GR. ALTIN5.523,08
BTC115.484,10
ETH4.257,24
LTC100,57
BNB1.282,04
SOL207,90
AVAX23,89
ADA0,73
DOT3,40
13 Ekim 2025, Pts

Wall Street’teki ralliye rağmen yatırımcılar B planı arıyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Wall Street borsaları rekor seviyelere ulaşsa da küresel hisse senedi yatırımcıları portföylerini ABD dışına çeşitlendiriyor. Financial Times’ın haberinde yer alan son fon akışı verileri bu tabloyu ortaya koyuyor.

Société Générale’in borsa yatırım fonlarını takip eden EPFR verileri analizine göre, yatırımcılar ABD’yi dışlayan küresel hisse senedi fonlarına rekor miktarda sermaye aktarıyor. Üstelik bu miktar, ABD hisselerini içeren eşdeğer nitelikteki küresel fonlara giren miktardan da daha fazla.

Wall Street, nisan ayındaki dip seviyelerinden hızlı bir şekilde toparlandı ve kaydedilen güçlü ralliye rağmen küresel yatırımcılar için cazibesini hâlâ kaybetmiş gibi görünmüyor. Ancak daha geniş çaplı piyasa davranışlarının bir göstergesi olan fon akışı verileri, yatırımcıların ABD’ye olan yatırımlarını dengelemek amacıyla diğer bölgelere yatırım yaptığını gösteriyor.

Morgan Stanley Yatırım Yönetimi Portföy Çözümleri Birimi Baş Yatırım Sorumlusu Jim Caron, “Bir yeniden dengeleme gerçekleşiyor. İlerleyen dönemde küresel açıdan daha çeşitlenmiş portföyler göreceğiz” açıklamasında bulundu.

Mevcut en güncel verilere göre, yatırımcılar son bir ayda ABD hisselerini portföyüne dahil etmeyen küresel hisse senedi yatırım fonları ve borsa yatırım fonlarına 175 milyar dolardan fazla para yatırırken, ABD hisselerini içeren küresel fonlara giren miktar ise 100 milyar doların biraz üzerinde kaldı.

ABD dışındaki hisse senedi piyasaları, özellikle Avrupa ve gelişmekte olan piyasalar, bu yılın başında Wall Street’in önüne geçti. Bunun nedeni, ABD Başkanı Donald Trump’ın öngörülemez politikalarının yaratabileceği olası etkilerle ilgili artan kaygılardı. Bu durum, önceki yıllardan büyük bir fark gösteriyor. Zira yakın zamana kadar birçok yatırımcı ABD’nin büyük teknoloji şirketlerini yatırım yapılabilir tek seçenek olarak görüyordu.

Caron, “2025’in başında portföyümüzde ilk kez Avrupa’ya fazla ağırlık verdik. Bunun bir nedeni de ABD yönetimindeki değişimle ilgiliydi” açıklamasında bulundu.

Yatırımcıların ABD piyasalarında risk almaya karşı isteksizliği nisan ayında, Trump’ın “Kurtuluş Günü” tarifeleri açıklamalarının ardından yaşanan satış dalgasıyla zirveye ulaştı.

Ancak o tarihten bu yana ABD hisse senetleri diğer piyasaları yakaladı ve ABD şirketlerinin uluslararası emsallerine kıyasla gösterdiği olağanüstü bilanço performansına odaklanan yatırımcılarla birlikte fiyatlar artış gösterdi.

BlackRock’a göre, ABD hisse senetlerini izleyen borsa yatırım ürünleri eylül ayı sonuna kadar 431 milyar dolar topladı; bu rakam, 2024’ün aynı döneminde kaydedilen 468 milyar dolara yakın. Eylül, ABD’ye yatırım girişleri açısından yılın en büyük ayı oldu.

Yine de küresel yatırımcılar portföylerinde çeşitlendirme arayışını sürdürerek ABD hisselerine karşı bir denge unsuru oluşturuyor.

Avrupa piyasaları bu süreçten büyük fayda sağlayan bölge oldu. BlackRock verilerine göre, eylül ayı sonuna kadar bölgedeki hisse senedi yatırım fonlarına rekor 71 milyar dolar giriş oldu; bu rakam, geçen yılın aynı döneminde yalnızca 16 milyar dolardı.

Goldman Sachs Varlık Tahsis Araştırmaları Başkanı Christian Mueller-Glissmann, “Çoğu yatırımcının zihninde hâlâ uluslararası çeşitlendirme isteği var. Yatırımcılar portföylerini çeşitlendiriyor ve küresel piyasalar bu temayı yansıtıyor” dedi.

Reklam Alanı

Birçok yatırımcı için coğrafi çeşitlendirme, bir miktar sermayeyi kendi ülkelerine getirmek anlamına geldi. BlackRock’a göre, bu yıl Avrupa hisselerini izleyen piyasa varlıklarına rekor düzeyde giriş oldu; bu girişlerin büyük kısmı bölgenin kendi yatırımcılarından geldi.

BlackRock’ın Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Yatırım Stratejisi Başkanı Karim Chedid, “Bu yıl açık bir şekilde yerel piyasalara eğilim gözlemledik” dedi.

BlackRock’ın eylül ayı sonu müşteri anketine göre, bölgedeki yatırımcıların yaklaşık dörtte biri önümüzdeki yıl Avrupa hisselerine paylarını artırmayı planlıyor, üçte biri ise gelişmekte olan piyasa hisselerine yatırımını yükseltmeyi düşünüyor. Yatırımcıların sadece yüzde 16’sı ABD hisselerinde yatırımlarını artırmayı planladığını belirtti.

Sermayedeki bu geri dönüş hareketi, kısmen ABD dışı yatırımcıların bu yıl yaşadığı döviz kaybını da yansıtıyor. Zira doların, muadil para birimleri sepetine karşı yüzde 10 değer kaybetmesi borsadan elde edilen gelirleri de kısıtlıyor. Yılbaşından bu yana S&P 500’ün toplam getirisini dolar yatırımcıları için neredeyse yüzde 16’ydı. Euro yatırımcıları içinse getiri yalnızca yüzde 3,3 seviyesindeydi.

Société Générale Global Varlık Tahsis Başkanı Alain Bokobza, “ABD hisselerine negatif bakmıyoruz… Ancak ABD doları düşmeye devam ederse toplam getiri daha az etkileyici olacaktır” dedi ve doların daha da düşeceğine dair “çok emin” olduğunu da sözlerine ekledi.

Bokobza, müşterileriyle yaptığı görüşmelerde ABD ve Asya’dan çeşitlendirme ihtiyacıyla ilgili hiç bu kadar fazla soru almadığını belirtiyor: “Yatırımcı zihniyeti açıkça bu yöne kaymış durumda.”

ABD borsaları sadece birkaç hisse senedi tarafından yönlendirilen bir piyasaya dönüştüğü gerekçesiyle yatırımcılar tarafından eleştiriliyor. ABD’den uzaklaşma taleplerinin bir önemli sebebi de bu. S&P 500’de yoğunlaşma diğer bir deyişle en üst banttaki yüzde 10’luk hisse senetlerinin ortalama piyasa değeri ile medyan Hisse değerinin karşılaştırılması, rekor seviyeye ulaştı.

İngiltere merkezli varlık yöneticisi Royal London’ın Çok Varlıklı Portföy Yöneticisi Trevor Greetham, şirketinin yaz boyunca ABD hisse senetlerindeki payını azalttığını ve “daha makul fiyatlı” İngiltere piyasasına geçtiğini söyledi.

Greetham, “Trump’ın ikinci başkanlığı altında ülke bazlı risk önemli ölçüde arttı” diyor. Borsa uzmanı özellikle, “yüksek değerlemelerin” ABD’de önemli bir engel haline geldiğini sözlerine ekledi.

Ancak ABD dışındaki fırsatları arayan yatırımcılar zorluklarla karşılaşıyor. Morningstar Araştırma Başkanı Kenneth Lamont, “Dürüst olmak gerekirse, başka nereye gidileceği sorunu da var” dedi.

Lamont, “ABD hâlâ dünyanın en derin ve en dinamik pazarı. ABD’deki bozulma Avrupa’yı dünyanın en iyi yatırımı yapmadı” uyarısında bulundu.

Morgan Stanley’den Jim Caron, Avrupa’nın büyük ve likit bir piyasa olmasına rağmen “ayrışan” bir yapıya sahip olduğunu ve fırsatların yalnızca birkaç şirketle sınırlı olduğunu söyledi.

Caron, “Endeks üzerinden işlem yapmak en iyi yöntem değil” diyor.

Almanya’nın ‘Muhteşem Yedilisi’ savunma ve finans sektöründen oluşan bir hisse grubunu ifade ediyor ve Goldman Sachs’ın analizine göre, bu hisseler Almanya’nın DAX Endeksi’ndeki %24’lük artışın neredeyse yarısına katkı sağladı.

Caron, “Bunlar iyi fikirler ancak çok dikkatli olmamız gerekiyor” uyarısında bulundu.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BigBorsa ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!