ABD Başkanı Donald Trump ve yönetimi dün Avrupa Birliği ile önemli bir ticaret anlaşması duyurdu. Bunun Amerika için büyük bir kazanım olduğu düşüncesini, AB’nin hangi şartlara razı olduğu destekliyor.
ABD olmak üzere tüm dünya piyasalarını sarsan tarife şokları ve ticaret savaşı, yeni anlaşmalarla yönünü tersine çevirmiş gözüküyor.
Varlık fiyatları yükselecek
Professional Capital Management’ın kurucusu ve CEO’su Anthony Pompliano, The Pomp Letter’da yer alan makalesinde, ticaret anlaşmalarının hisse senetleri ve Bitcoin’in çok daha değerlenmesi anlamına geldiğini öne sürüyor.
ABD’nin AB ile yaptığı ticaret anlaşması sonrası Financial Times, şu cümleyi yayınladı: “AB’nin Trump’ın baskısı altında ezildiği gerçeğini gizlemenin bir yolu yok” dedi bir büyükelçi ve ekledi: “Trump, acı eşiğimizin tam olarak nerede olduğunu hesapladı.”
Son anlaşma, ticaret savaşlarıyla ilgili olarak, yabancı ülkelerin gümrük vergisi baskısına boyun eğmeyeceğini öngören tüm uzmanlar için acımasız bir gerçeklik testi oldu. Bunun yerine, Avrupa Birliği, bu anlaşmanın bir parçası olarak Amerika’ya neredeyse istediği her şeyi verdi. Anlaşmanın kısa bir özeti şu şekilde:
AB, genel olarak yüzde 15’lik bir gümrük vergisi üzerinde anlaştı
AB, yüz milyarlarca dolarlık ABD askeri teçhizatı satın almayı kabul etti
AB, ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım yapmayı kabul etti
AB, 750 milyar dolarlık ABD kaynaklı enerji satın almayı kabul etti
AB, piyasalarını ABD ürünlerine açmayı kabul etti
Donald Trump hakkında ne düşünüldüğü bir kenara bırakıldığında, bu anlaşmanın finans piyasaları için oldukça olumlu olduğu ve varlık fiyatlarını çok daha yükseğe çıkaracağı görülüyor.
Piyasaların beklediği netlik
Anlaşma o kadar dengesiz ki defalarca okumak gerekiyor. Bu anlaşma aynı zamanda, AB gibi büyük bir ticaret ortağıyla yapılan yeni bir anlaşma olarak, piyasaların merakla beklediği netliği de sağlıyor. Ne kadar fazla netlik olursa, yatırımcıların sermayelerini finansal varlıklara geri yatırma konusunda o kadar fazla güveni oluyor.
Ve bu netlik, yatırımcıların rehavete kapıldığı bir anda geliyor. Bunu Cuma günü 15’in altında kapanan VIX Endeksi’nde görmek de mümkün. Bu seviyenin Şubat ayından bu yana en düşük VIX değeri olduğu görülüyor.
Küresel likiditede artış
Ancak anlaşmanın asıl katkısı, böylesine büyük bir ticaret anlaşmasının hisse senetlerini, Bitcoin’i ve altını yükseltebilecek türden bir katalizör işlevi görecek olması. Fed’in bu haftaki toplantısı da hesaba katıldığında, Fed faiz oranlarını düşürürse varlık fiyatlarında bir patlama yaşanması muhtemel gözüküyor.
Ne yazık ki, faiz indirimi olması düşük bir ihtimal gibi duruyor. Ancak, ABD hükümetinin para basmasına güvenmeye devam etmek gerekiyor. Hükümetin ulusal borçla başa çıkmak için doların değerini düşürmeye devam etmekten başka çaresi olmadığı görülüyor. Ve küresel likiditenin genişlemesinin son altı yılda S&P 500 Endeksi’ni yükselttiği çok açık.
Bu veriler ise AB ve Amerika Birleşik Devletleri ile ticaret anlaşması yapan diğer ülkelerin Amerika’ya çok büyük sermaye yatırımları yapmayı kabul etmek zorunda kalacağını gösteriyor. Peki bu parayı nereden bulacaklar? Elbette basacaklar. Dolayısıyla her ticaret anlaşması, küresel likiditenin artmaya devam edeceğine dair daha fazla kesinlik getiriyor; bu da hisse senetlerinin yükseleceği anlamına geliyor.
Ateşe körükle gitmek
Hisse senetleri yükseliyorsa, Bitcoin’in daha da yükseleceğinden de emin olunabilir. Bitcoin, küresel M2 arzını tıpkı eldiven gibi takip ediyor.
Yatırımcıların bir boğa piyasasında olunduğunu görmesi gerekiyor. Para basımı yeniden harekete geçiyor, ticaret anlaşmaları duyuruluyor, varlık fiyatları yükseliyor; tüm bunların sonunda nihai olarak faiz indirimlerinin de gelmesi gerekiyor. Bunlar ise varlık fiyatlarında daha da yüksek seviyeler anlamına geliyor.
Piyasalara karamsar bir gözlükle bakanlar bu gerçeklerden hoşlanmasa da likit varlık fiyatları gelecek on yıl boyunca yapısal bir destek rüzgarına sahip bulunuyor ve ticaret anlaşmaları da bu ateşe körükle gitmek anlamına geliyor.