1997’de İhlas GYO olarak kurulan ve 2007’de Yeşil GYO adını alan Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş., son dönemde yaşadığı mali krizle adından sıkça söz ettiriyor.
Şirketin, satışını yaptığı ancak tapu devrini gerçekleştiremediği binlerce daire nedeniyle yarattığı mağduriyetler kamuoyunun gündemindeydi. Finansal sıkıntılarını aşmak amacıyla Şubat 2025’te Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne konkordato talebiyle başvuran Yeşil GYO, umduğunu bulamadı.
Mahkeme, şirketin konkordato talebini reddederek Yeşil GYO’yu alacaklıların haciz girişimlerine karşı korumasız bıraktı. Bu ret kararı, şirketin zaten kırılgan olan mali yapısını daha da zora sokarken, iflas riskini artırdı.
10 MİLYAR TL BORÇ VE MAHKEMEDEN RET KARARI
Konkordato komiser heyetinin hazırladığı rapora göre, Yeşil GYO’nun 5 Şubat 2025 tarihi itibarıyla toplam borcu 10 milyar 330 milyon TL’yi aşmış durumda. Ancak aynı raporda, şirketin öz kaynaklarının 16 milyar 107 milyon TL olduğu ve bu nedenle borca batık olmadığı belirtildi.
Şirket, konkordato başvurusu sonrası mahkemeden üç ay geçici mühlet aldı. Bu süre zarfında Prof. Dr. Burak Huysal, Haluk Aksu ve Canan Koçyiğit’ten oluşan bir komiser heyeti atanmış, alacaklıların icra takibi ve yeni haciz işlemleri durdurulmuş, mevcut hacizler kaldırıldı.
Banka hesapları da konkordato projesi kapsamında denetim altına alınmıştı. Ancak mahkemenin ret kararıyla birlikte komiser heyetinin görevi sona erdi ve şirketin üzerindeki koruma kalkanı kalkmış oldu.
BİNLERCE MAĞDUR VE SEKTÖRÜN KIRILGANLIĞI
Mahkemenin ret kararı, Yeşil GYO’yu alacaklıların yoğun haciz girişimlerine karşı savunmasız bıraktı. Bu durum, şirketin zaten yarım kalan projelerini ve tapu devri yapamadığı binlerce daireyi doğrudan etkileyecek.
Çok sayıda vatandaşın mağduriyetine yol açan bu durum, çözüm bekleyen büyük bir sorun yumağı oluşturdu. Sektör kaynakları, mahkemenin ret kararının ardından Yeşil GYO’nun mali yapısını toparlama şansının önemli ölçüde azaldığını ve iflas riskinin ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
Yeşil GYO’nun yaşadığı bu durum, Türk inşaat sektöründeki finansal kırılganlıkları ve olası domino etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, benzer sorunların diğer inşaat firmalarında da yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Şirketin bundan sonraki yasal ve ticari adımları ile binlerce tapu mağdurunun durumu, hem sektör profesyonelleri hem de kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Bu durumun, Türkiye’nin önemli sektörlerinden inşaat alanında geniş çaplı etkileri olması bekleniyor.
KAYNAK: Haber Hürriyeti