GR. ALTIN4.287,54
BTC108.598,92
ETH2.652,34
LTC88,69
BNB657,81
SOL158,30
AVAX19,78
ADA0,66
DOT3,98
16 Haziran 2025, Pts

1953’ten 2025’e… İran’ın nükleer tarihçesi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

İsrail ile İran arasındaki füze savaşı dördüncü gününde şiddetini artırarak sürerken Tahran yönetiminin nükleer enerji gücü ve nükleer silah yapabilme kapasitesi ile ilgili tartışmalar da alevlendi. İran, nükleer enerji ile ilk kez 1950’li yıllarda tanıştı. Üstelik bu tanışmada ABD’nin rolü büyüktü.

İran’ın nükleer yolculuğu: Barıştan krize uzanan 70 yıllık serüven

İran’ın nükleer programı, 1950’lerin başında barışçıl iş birliğiyle başlayan bir süreçten, günümüzde küresel gerilimin merkezi hâline gelen bir kriz dosyasına dönüştü. ABD’nin desteğiyle 1953’te temelleri atılan nükleer çalışmalar, bugün bölgesel ve küresel güvenliği etkileyen stratejik bir meseleye dönüşmüş durumda.

Başlangıç: Şah döneminde ABD ile ortaklık
1953’te İran Başbakanı Muhammed Musaddık’ın devrilmesinin ardından, Batı yanlısı Şah Muhammed Rıza Pehlevi, ülkesinin nükleer enerjiye sahip olmasını hedefledi. 1957’de ABD ile imzalanan “Barış için Atom” anlaşması kapsamında Tahran Üniversitesi’ne bir araştırma reaktörü kuruldu. 1970’te İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı (NPT) imzalayarak nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanma taahhüdünde bulundu.

İslam Devrimi sonrası duraksama ve savaş
1979’da gerçekleşen İran İslam Devrimi, nükleer projeleri ciddi ölçüde sekteye uğrattı. Devrim sonrası Batılı uzmanlar ülkeyi terk ederken, 1980–1988 yılları arasında süren İran-Irak Savaşı nükleer altyapıya zarar verdi. Ancak 1990’larla birlikte İran, özellikle Rusya ile iş birliği yaparak programını yeniden canlandırdı.

Gizli tesisler ve uluslararası alarm
2002 yılında İranlı muhalifler, Natanz ve Arak’taki gizli nükleer tesislerin varlığını dünyaya duyurdu. Bu gelişme, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (IAEA) harekete geçirdi. 2006’dan itibaren İran’a yönelik BM Güvenlik Konseyi yaptırımları başladı. 2010’lar boyunca İran, gizli uranyum zenginleştirme faaliyetlerini artırdı.

Diplomasi: JCPOA ile umut ve hayal kırıklığı
2015 yılında İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA), diplomatik bir dönüm noktası oldu. Anlaşmayla İran, nükleer programını ciddi ölçüde sınırlandırdı; karşılığında yaptırımlar kaldırıldı. Ancak 2018’de ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilmesiyle dengeler bozuldu.

Bugün: %60 zenginleştirme ve artan tansiyon
ABD’nin çekilmesinden sonra İran, anlaşma yükümlülüklerinden adım adım vazgeçti. 2021 itibarıyla uranyum zenginleştirme seviyesi %60’a ulaştı; bu oran, nükleer silah üretimi için gereken seviyeye çok yakın. IAEA denetimleri büyük ölçüde sınırlanırken, Batı ile müzakereler çıkmaza girdi. İran, halen nükleer silah geliştirmediğini savunsa da uluslararası şüpheler giderek artıyor.
İran’ın nükleer enerji tarihçesi

1. Başlangıç Dönemi (1953–1979) – ABD destekli barışçıl program
1953: ABD’nin desteklediği darbe ile Muhammed Musaddık devrildi, Şah Muhammed Rıza Pehlevi iktidarını sağlamlaştırdı.
1957: İran, ABD ile “Atoms for Peace” (Barış için Atom) programı çerçevesinde nükleer iş birliği anlaşması imzaladı.
1967: Tahran Üniversitesi’nde ABD yardımıyla bir araştırma reaktörü kuruldu (5 megavatlık TRR).
1970: İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı (NPT) imzaladı.
1974: Şah, ülkenin 20 yıl içinde 23 nükleer santral kurma hedefini açıkladı. Batılı ülkelerle büyük nükleer anlaşmalar yapıldı.
1979: İran İslam Devrimi gerçekleşti; Şah devrildi, Ayetullah Humeyni liderliğinde İslam Cumhuriyeti kuruldu. Nükleer program yavaşladı, birçok Batılı uzman ülkeyi terk etti.

2. Devrim sonrası durgunluk ve yeniden yapılanma (1979–1990)
1980–1988: İran-Irak Savaşı sırasında nükleer projeler askıya alındı veya zarar gördü. Bu dönemde İran’ın nükleer programı büyük ölçüde durdu.

1980’ler sonu: İran, Almanya’nın yarım bıraktığı Buşehr Nükleer Santrali’ni tamamlamak için yeni ortaklar aramaya başladı.

3. Rusya ile işbirliği ve gizli faaliyetler (1990–2002)
1995: İran, Buşehr santralinin inşası için Rusya ile anlaşma imzaladı.

1990’lar boyunca: İran, gizli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine başladı. Pakistanlı bilim adamı A.Q. Khan’dan teknoloji transferi aldığı iddia edildi.

Reklam Alanı

4. Uluslararası kriz ve denetim süreci (2002–2015)
2002: İran’ın Natanz ve Arak’taki gizli nükleer tesisleri, İranlı muhalif grup NCRI tarafından ifşa edildi.

2003–2006: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), İran’ın nükleer faaliyetlerini araştırmaya başladı. İran kısa süreliğine uranyum zenginleştirmeyi askıya aldı.

2006: BM Güvenlik Konseyi İran’a yaptırımlar uygulamaya başladı.

2010–2013: ABD ve AB ağır ekonomik yaptırımlar uyguladı; İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesi arttı, Fordow gibi yer altı tesisleri ortaya çıktı.

5. Nükleer anlaşma (JCPOA) Dönemi (2015–2018)
2015 (Temmuz): İran ve P5+1 ülkeleri (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin + Almanya), Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) üzerinde anlaştı.

İran, uranyum zenginleştirme kapasitesini sınırlamayı ve ağır su reaktör projelerini durdurmayı kabul etti.

Karşılığında ekonomik yaptırımların kaldırılması öngörüldü.

IAEA denetimleri sıkılaştırıldı.

6. Anlaşmadan çekilme ve gerginlik dönemi (2018–2021)
2018: ABD Başkanı Donald Trump, JCPOA’dan tek taraflı olarak çekildi ve “maksimum baskı” politikasını başlattı.

İran: Kademeli olarak anlaşma yükümlülüklerinden çekilmeye başladı. Uranyum zenginleştirme seviyesi yeniden yükseltildi.

2020: İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade suikasta uğradı; İran, İsrail’i suçladı.

7. Nükleer faaliyetlerin yoğunlaştığı dönem (2021–Günümüz)
2021–2023: İran, %60’a kadar uranyum zenginleştirmeye başladı (silah seviyesine oldukça yakın).

JCPOA’yı canlandırma müzakereleri: Sürüncemede kaldı, ABD ve İran arasında dolaylı görüşmeler yapıldı ama sonuç alınamadı.

IAEA: İran’ın iş birliğinin azaldığını rapor etti; kameralar kaldırıldı, denetim sınırlandı.

2024–2025: İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesi endişe verici düzeyde devam ediyor; JCPOA fiilen yürürlükte değil.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BigBorsa ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!